28 Mayıs 2015 Perşembe

Müjdat Gezen Sanat Merkezi Yaz Okulu

Müjdat Gezen Sanat Merkezi' ni bilmeyen yoktur diye düşünüyorum. Yaz Okulları serisi oluştururken MSM' yi atlamak olmazdı. 

"Sonraki bir yazımda MSM' de verilen kurslarla ilgili daha detaylı bilgi vereceğim."

Ankara MSM Yaz Okulu hafta içi beş gün sabah 09:00 ile akşam 17:00 arasında, 6-16 Yaş grupları için olacak. Servisle alınan öğrenciler Star Dust Tesislerinde verilecek eğitim için buraya getirilecekler. Program dahilindeki eğitimler ana branş eğitmenleri tarafından verilecek. Deneyimli gözetmenler gün boyunca öğrencilerin yanında olacaklar. Her dönem üç hafta sürecek. Ders programı ve detaylar için MSM merkeze başvuru yapabilirsiniz. 

Öğle yemekleri, İkindi kahvaltısı ve evden alıp eve bırakan Servis ücrete dahildir. 

MSM İletişim Bilgileri : 

Adres: :Turan Güneş Bulvarı Panora AVM
e posta: :info@ankaramsm.com
Tel: +90 (312) 491 99 07 - 08
GSM:+90 530 881 46 00
Fax: +90 (312) 491 99 08

27 Mayıs 2015 Çarşamba

Gazi Koleji Yaz Okulu

Her velinin çocuğuna yaz okulu seçerken belli kriterleri vardır ve bu kriterlere ne kadar yaklaşabilirse kendisini şanslı hisseder. Kurumlar her ne kadar tüm branşlarda bir yaz okulu oluştursalar da her birinin özellikle uzmanlaştığı bir dal mevcuttur.

Bugün özellikle sporda adından madalyalarla söz ettiren Gazi Kolejini tanıtmak isterim. Genelde olduğu gibi üçer haftalık periyotlar halinde kendi kampüsünde eğitim verecek olan Gazi 5-12 yaş çocukları güvenle ve eğitimle :) gönderebileceğimiz okullardan biri.

Gazi'de futbol, voleybol, yüzme, basketbol, tenis, jimnastik ve masa tenisi gibi spor dallarına yönelik yoğun eğitim verilirken drama, resim, müzik, satranç gibi alanlarda da çocuğun gelişimini destekleyen dersler güne yayılmış bir şekilde veriliyor.

15 Haziran-3 Temmuz arasında başlayacak olan ilk dönem kayıtları
17 Haziran-4 Eylül dördündü ve son periyotla son bulacaktır.

Çocuğunun sporda uzmanlaşmasını altyapıda yetişmesini isteyen velilerin Ankara'da görüşmesi gereken kurumların başında gelen Gazi Koleji yaz okulları için ayrıntılı bilgiye Maltepe'de bulunan merkez kampüslerinden ulaşabilirsiniz.











yaz okulu

Okul döneminin bitmeye vardığı şu canım mevsimde şimdide velileri bir telaş aldı ki sormayın "çocuğu hangi yaz okuluna versem, hangi yaz okulu nerede eğitim verecek, hangi saatler arasında çocuğumu bırakabilirim, maddi olarak hangi aralıktalar. . . ." bizde dedik ki madem işin içindeyiz birkaç fikir verelim de sevgili anneler bu arada da annenin yakınmalarından usanan babalar:) bir rahat nefes alsınlar.

Yazı dizimiz :) Ankara iline özel olacaktır başlamadan duyurulur....

Verilen aktiviteler birbirine çok benzemekle birlikte özellikle dikkat edilmesi gereken nokta eğitimi verdikleri MEKAN lar ve eğitimi veren EĞİTMENLER dir.

"Talentia" saydığımız özellikler açısından değerlendirildiğinde yazılmaya değer okullar arasında ilk sıralarda yer almaktadır.

Armada alışveriş merkezinde yer alan mekan metrekare olarak geniş bir alana oturmakla birlikte yüzme sporu gibi özellikli alanlara ihtiyaç duyulduğunda öğrenciler için farklı mekanlar da kiralanarak dersler aksatılmadan verilebiliyor.

Keman, piyano gibi sanat dersler birebir özel odalarda verilirken bale gibi grup olarak yapılan dersler için özel olarak oluşturulmuş geniş mekanlar bulunmakta.

Yoğun olarak çalışan ebeveynler için özellikle saatler geniş tutularak çocukların aynı gün iki farklı kursa bölünmesinin önüne geçilmeye çalışılmış.

Birkaç fotoğrafla sonlandırmak istediğim yazım hakkında sorularınıza açığım kolay gele.






DRAMA

Sevgili kızımın eğitim hayatı ile başlayan "böyle öğretilmemeli" sorunsalına çıkış yollarının ilk yazısı ile sizlere merhaba diyorum
MERHABA :)
Oyun çağındaki  yavru bir sıranın üzerinde sadece yaşıt olduğu için oluşturulmuş sınıflarda bir öğretmen eşliğinde hem de gününün en az 6 saatini neden geçirmeli farklı bir yöntem de var mıdır acaba derken tanıştım DRAMA ile
Klasik yöntemdeki anlatıcının(öğretmen) yerini değiştirmiş onu moderatör yapmışlar öğrenciden öğrenmeyi kendisinin gerçekleştirmesi bekleniyor. Yani ortada öğrenilmesi gereken bir konu var her çocuk bu bilgiye kendi yöntemleri ile ulaşıyor ve ulaştığı bu bilgi kendisine ait olup öğrenci bu bilgiyi kabul ediyor.
bu yöntemi farklı şekillerde uygulamaya çalışan alternatif eğitim kurumları olmakla birlikte bu kurumlara ulaşamayanlar için önerim(naçizane) en azından çocuklarımızı bir drama kursuna göndermek olabilir yöntem çocuğa öğretilebilirse çocuk bunu diğer konuları öğrenme de de kullanabilir diye düşünüyorum

6 Mayıs 2015 Çarşamba

KONUK YAZAR ELÇİN TOKER - YARATICILIĞI SEVERİM YARATMANIN GÜCÜNE İNANDIĞIMDAN

Ben Elçin TOKER

Soğuk bir 7 Şubat öğle vakti eski güzel Cumhuriyet Ankara'sında tekne kazıntısı olarak doğmuşum.
Hacettepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü ile başlayan üniversite yolculuğumu yine Hacettepe Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Eğitimi Bölümünden Master Derecesini alarak tamamladım. Okulumdan mezuniyetimin ardından T.C Ziraat Bankası’ nın Ankara Yuvasında Çocuk Gelişimi Uzmanı ve Okul Müdürü olarak tam tamına 30 yıl çalıştım. Üç bini aşkın çocuğun okul öncesi eğitimine katkıda bulunarak hayata hazırlanmalarında güvenebilecekleri Elçin Ablaları olmayı hak etmek için uğraş verirken Kız Meslek Lisesi öğrencilerinin eğitim hayatlarında başarıyı yakalamalarında bana düşen vazifeyi yerine getirmeye çalıştım.
Şu anda kurucularından biri olduğum Kırmızı NaR Anaokulunda, Ankara Bahçelievler’de oturan ailelerin çocuklarıyla benzer bir yolculuğa yelken açtım.
Yolculukları, arkadaşlıkları, yüzmeyi, çizmeyi, yeni şeyler öğrenmeyi ve yürümeyi çok severim.
AYRICAAA...
“Ne Kadar Dikkatliyim” kitabının yazarıyım.
Paylaşım ve Çizgimiz Bültenlerinin çeşitli sayılarında pek çok sayıda makalelerim yayımlandı.
Anne-baba-eğitimcilere yönelik çeşitli konularda seminerler verdim.
Denver Gelişimsel Tarama Testi Sertifikası ve Drama Belgeleri aldım.
Türkiye Okul Öncesi Eğitimini Geliştirme Derneğinin Üyesi ve Eğitimde Paylaşım Derneği Kurucu Üyesiyim.

YARATICILIĞI SEVERİM YARATMANIN GÜCÜNE İNANDIĞIMDAN


“İnsanlara bir şeyin nasıl yapılması gerektiğini söylemeyin. Yapılmasını istediğiniz şeyin ne olduğunu söyleyin ve yaratıcılıkları ile sizi nasıl hayran bırakacaklarını görün.” General George S. Patton
Oturduğu yerde hedefine ulaşan tek varlık tavuklardır. Bu sözü düşünmeli. Biz insanlar öyle miyiz? Hedefler belirleriz, onlara ulaşmak için ha babam de babam çalışırız. Bu durum, çocuklarımız için kurduğumuz hayalleri gerçekleştirmek için de geçerlidir. Senelerin eğitimcisiyim, “Bırakın çocuklarınız kendi geleceklerini inşa etsinler” desem de biliyorum ki çocuklarımızın geleceği ve becerileri ile ilgili hayaller kurmaktan vazgeçemeyiz. Çocuğumuzun nasıl bir kişiliğe sahip olacağını, hangi mesleği seçeceğini, becerilerinin neye yatkın olacağını erken yaşlardan itibaren aile içinde konuşuruz. Anne babalar ile yaptığım çalışmalarda “Gelecekte çocuklarınızdan beklentileriniz nedir?” sorusuna aldığım ilk yanıt “mutlu olması” oluyor. Bu cevaptan ben de çok mutlu oluyorum, ardından diğer beklentiler sıralanıyor ve “yaratıcı olsun” da ekleniveriyor…
“Tüm çocuklar yaratıcıdır.” “Sen yaratıcısın.” Bu cümlelerin anlamını unutmadan çocuğumuza bu mesajı verebilmek çok önemlidir. Yaratıcılığın sergilenebileceği farklı alanlar vardır. Ancak burada dikkat etmemiz gereken şey çocuğumuzun gelişimine katkıda bulunacak ve kendini ifade ederken mutlu olacağı alan hangisidir? Bunu doğru tespit etmeliyiz. Hadi bunun için kendimize birkaç soru soralım.
• Çocuğumuzun ilgisi ne yönde? Tiyatro, resim, müzik, dans, tamir, koleksiyon vb… gözlemleyelim. Onun en çok ne yaparken keyif aldığını bulalım?
• Çocuğumuzun yaşı bu etkinliğe uygun mu? Eğitimcilerin ve o alandaki yetkin kişilerin görüşlerini öğrenelim.
• Seçimi, “kendi yapamadıklarınızı o yapsın” beklentisi için de mi yaptınız? Düşünelim.
• Çocuğumuzun sosyal - duygusal, fiziksel gelişimi ve kişiliği nasıl bir yönlendirme gerektiriyor? O, bireysel etkinliklerden mi hoşlanıyor, yoksa bir grubun içinde mi kendini daha iyi hissediyor? Belirleyelim.
Cevaplar verildi mi? Verdiğiniz cevaplar içinize sindi mi? Bu sorulara “Evet” diyorsanız. Yaratıcılığın kendini tanımayla başladığını söyleyebiliriz. Ama bizler tüm dünyayı sorgularız, bunu doğru da yaparız ama bir kişiyi sorgulamayı unuturuz. Kendimizi. İçimizden geleni yapmalıyız ama çoğumuz “el alem ne der” diye yetiştirilmişizdir. O baskıyla saklarız içimizdeki çocukluğu, güzelliği, hayalleri, ütopyaları... Esprili olmak hafif olmakla bir tutulur. Aynen samimiyetin laubalilikle, disiplinin despotlukla karıştırılması gibi. Halbuki espri de yaratmanın ta kendisidir. Yaratıcı düşüncenin bir keşif olduğu ve yaratıcılığa gereksinim duyanların sadece ressamlar, yazarlar veya şairler olmadığı, hayatta ilerleyebilmek için, hangi alanda ve hangi yaşta olursa olsun herkesin yaratıcılığa gereksinim duyduğunu biliyoruz.
Bu nedenle Kırmızı NaR’da yaratıcılığı geliştirmek için aşağıda okuyacaklarınızı her yaş grubunda, yaş düzeyine uygun olarak ele almaktayız. Bunları sizlerle paylaşmak istedim.
Çocukların yaratıcı yazma becerilerini geliştirmek için tebrik kartları, reklâm ve ilan çalışmaları gibi etkinliklere yer verilmektedir.
Güzel sanatlarla ilgili çeşitli etkinliklerin de yaratıcı gücü geliştirdiği bilinmektedir. İp boyama, rastgele çizilen resimler, makarnanın hüneri, konulu kolaj çalışmaları gibi sanatsal çalışmalar yapılmaktadır.
Sözlü anlatımın çocuğun yaratıcılığını beslemede yazma kadar etkili olduğu bilinciyle konuşmayı teşvik eden: ardışık harflerle oyun, bana bir şey tanımla, resimden yaratılan öyküler, öyküler, şarkı, bizim grubun öyküsü, gizli dil gibi etkinlikler uygulanmaktadır.
Yaratıcılığa, yaratma açısından baktığımızda çocukların yeni buluşlar yapabileceği, yeni düşünceler ileri sürebileceği; sıra bizde oyunu, hopla zıpla atla, yerini al hazır başla, gel dans edelim, benim oyunum gibi çocuğun sürece katkı koyabileceği oyunlar oynanmaktadır.
Çocukların ritim ve uyak kullanarak şiirle dost olmalarını sağlayacak çalışmalara da yer verilmektedir. Tekerlemeler, parmak oyunları, kafiyeli kelimeler, basit şiirler, komik şiirler gibi genel başlıkları sıralayabiliriz.
Fotoğrafların yaratıcılığa katkısı oldukça önemlidir. Çocukların bu alandaki yaratıcılıklarını etkileyebilecek konuşan fotoğraflar, farklı bir yaratık, resimli sözlük, resimli aile tarihi gibi proje çalışmalarına yer verilmektedir.
Çocukların düşünme gücünü geliştiren, düşünce ve hayal gücünü zorlayacak sorularla program zenginleştirilmiştir.
Genel amacımız, çocuklarımızın yaratıcılıklarını geliştirmelerine katkıda bulunmaktır.
EBEVEYN OLARAK YAPABİLECEKLERİNİZ
• Müzik dinleyin.
• Konserlere gidin.
• Müze gezin.
• Müzelerdeki ya da yaşına uygun farklı yerlerdeki atölye çalışmalarına katılması yönünde teşvik edin.
• Resim sergilerini gezin.
• Tiyatroya gidin.
• Kitapçılara gidin, onu çocuk kitap bölümünde kitaplara bakması için teşvik edin hatta, örnek olun.
• Evde resim yapabileceği malzemeleri bulundurun. Ev içinde değişik sanat uygulamalarını ailece yapın.
• Televizyondan da olsa dans ve buz pateni gösterilerini izlemeyi hayatınıza katın.
• Kışın havanın soğuk olması nedeniyle çoğu ailenin kapalı alış veriş merkezlerini gezi yeri olarak kullandığını biliyoruz. Oradaki canlı müzik performanslarını ve galerileri gezerek onun erken yaşlarda sanatla iç içe olmasını sağlayın.
• Basit ama işlevsel müzik aletlerini tecrübe etmesine imkân tanıyın.
• Zaman sorunu yaşıyorsanız tatillerde sanatı hayatınıza katmayı hiç ihmal etmeyin.
Kolay gelsin… Yaratmanın zevkine vararak iyi günler yaşamanızı diliyorum.
Elçin TOKER
Uzman Çocuk Gelişimi ve Eğitimcisi

Eğitim Koçluğu

İnsanlar öğrenme dürtüsüyle doğarlar. Öğrenmeye karşı merak ve bundan duyulan zevk insanın doğasında vardır. Bunlar bebeklikten başlayarak zamanla yok edilir. W.E.Demıng

Yaşamın sorgusunu yaptığım şu günlerde karşıma yaptığım işin kalitesini arttırmakla ilgili fırsatlar çıkmaya başladı. Üstelik inandığım ve savunduğum değerleri içeren fırsatlar. Kendi yapmak istediklerim dışında bugün sana bir çocuğun eğitim kalitesini nasıl yükseltirsinle ilgili bilgi vereceğim.





Eğitim sistemi ile ilgili bildiğim ve bilmekten nefret ettiğim bir gerçek var : BOŞ BEYİNLER yetiştirdiği. Zira daha çocukluğunun baharında, koşmaya, hoplamaya, tepinmeye gereksinim duyan bebelikleri kurs dediğimiz dipsiz kuyuların içine atarak aydınlanmalarına engel olduğumuz yadsınamaz Türkiye gerçeğidir. Öğrenmesine gerek olmayan bilgileri yükleyip öğrenmesi gerekenleri vermediğimiz; üstelik bunu yaparken de ÖĞRENMEye değil; aksine ÖĞRENMEMEye dayalı bir sistem içerisinde debelendiğimiz bir gerçektir. Peki bu kısır döngüden nasıl çıkarız bu çocuklar kendi varlıklarını, öğrenme becerilerini, kapasitelerini nasıl keşfederler ve bunu en verimli nasıl kullanırlar diye araştırırken aslında şu anda yapmaya çalıştığım ama bir sistemin içinde olmamdan kaynaklı kısıtlandığım bir şey keşfettim : EĞİTİM KOÇLUĞU

Bir çocuğa düşünmeyi öğretmeyi, bir öğrenciye verimli çalışmayı öğretmeyi, öğrenmeyi hedefleyen birine kendisini maksimize etmeyi ve kendisini gerçeklemesini sağlamayı hedefleyen bir yardım mekanizması aslında Eğitim Koçluğu. Üstelik bu alınan yardımla dipsiz kuyularda debelenmeden kendini gerçekleyen kişiler yetiştirmek mümkün...

Ben bu yola baş koydum artık. Dolayısı ile bu yolda atacağım her adım hem bana hem de çevreme faydalı olsun istiyorum. Eğitim koçluğuna da şimdi tam da şu anda benim-bebemin gereksinimi var diyorsan sana bir kapı açmak istiyorum. 

Not: yazının orijinali için http://butunbeyazlar.blogspot.com.tr/2015/04/egitim-koclugu.html 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...