6 Mayıs 2015 Çarşamba

KONUK YAZAR ELÇİN TOKER - YARATICILIĞI SEVERİM YARATMANIN GÜCÜNE İNANDIĞIMDAN

Ben Elçin TOKER

Soğuk bir 7 Şubat öğle vakti eski güzel Cumhuriyet Ankara'sında tekne kazıntısı olarak doğmuşum.
Hacettepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü ile başlayan üniversite yolculuğumu yine Hacettepe Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Eğitimi Bölümünden Master Derecesini alarak tamamladım. Okulumdan mezuniyetimin ardından T.C Ziraat Bankası’ nın Ankara Yuvasında Çocuk Gelişimi Uzmanı ve Okul Müdürü olarak tam tamına 30 yıl çalıştım. Üç bini aşkın çocuğun okul öncesi eğitimine katkıda bulunarak hayata hazırlanmalarında güvenebilecekleri Elçin Ablaları olmayı hak etmek için uğraş verirken Kız Meslek Lisesi öğrencilerinin eğitim hayatlarında başarıyı yakalamalarında bana düşen vazifeyi yerine getirmeye çalıştım.
Şu anda kurucularından biri olduğum Kırmızı NaR Anaokulunda, Ankara Bahçelievler’de oturan ailelerin çocuklarıyla benzer bir yolculuğa yelken açtım.
Yolculukları, arkadaşlıkları, yüzmeyi, çizmeyi, yeni şeyler öğrenmeyi ve yürümeyi çok severim.
AYRICAAA...
“Ne Kadar Dikkatliyim” kitabının yazarıyım.
Paylaşım ve Çizgimiz Bültenlerinin çeşitli sayılarında pek çok sayıda makalelerim yayımlandı.
Anne-baba-eğitimcilere yönelik çeşitli konularda seminerler verdim.
Denver Gelişimsel Tarama Testi Sertifikası ve Drama Belgeleri aldım.
Türkiye Okul Öncesi Eğitimini Geliştirme Derneğinin Üyesi ve Eğitimde Paylaşım Derneği Kurucu Üyesiyim.

YARATICILIĞI SEVERİM YARATMANIN GÜCÜNE İNANDIĞIMDAN


“İnsanlara bir şeyin nasıl yapılması gerektiğini söylemeyin. Yapılmasını istediğiniz şeyin ne olduğunu söyleyin ve yaratıcılıkları ile sizi nasıl hayran bırakacaklarını görün.” General George S. Patton
Oturduğu yerde hedefine ulaşan tek varlık tavuklardır. Bu sözü düşünmeli. Biz insanlar öyle miyiz? Hedefler belirleriz, onlara ulaşmak için ha babam de babam çalışırız. Bu durum, çocuklarımız için kurduğumuz hayalleri gerçekleştirmek için de geçerlidir. Senelerin eğitimcisiyim, “Bırakın çocuklarınız kendi geleceklerini inşa etsinler” desem de biliyorum ki çocuklarımızın geleceği ve becerileri ile ilgili hayaller kurmaktan vazgeçemeyiz. Çocuğumuzun nasıl bir kişiliğe sahip olacağını, hangi mesleği seçeceğini, becerilerinin neye yatkın olacağını erken yaşlardan itibaren aile içinde konuşuruz. Anne babalar ile yaptığım çalışmalarda “Gelecekte çocuklarınızdan beklentileriniz nedir?” sorusuna aldığım ilk yanıt “mutlu olması” oluyor. Bu cevaptan ben de çok mutlu oluyorum, ardından diğer beklentiler sıralanıyor ve “yaratıcı olsun” da ekleniveriyor…
“Tüm çocuklar yaratıcıdır.” “Sen yaratıcısın.” Bu cümlelerin anlamını unutmadan çocuğumuza bu mesajı verebilmek çok önemlidir. Yaratıcılığın sergilenebileceği farklı alanlar vardır. Ancak burada dikkat etmemiz gereken şey çocuğumuzun gelişimine katkıda bulunacak ve kendini ifade ederken mutlu olacağı alan hangisidir? Bunu doğru tespit etmeliyiz. Hadi bunun için kendimize birkaç soru soralım.
• Çocuğumuzun ilgisi ne yönde? Tiyatro, resim, müzik, dans, tamir, koleksiyon vb… gözlemleyelim. Onun en çok ne yaparken keyif aldığını bulalım?
• Çocuğumuzun yaşı bu etkinliğe uygun mu? Eğitimcilerin ve o alandaki yetkin kişilerin görüşlerini öğrenelim.
• Seçimi, “kendi yapamadıklarınızı o yapsın” beklentisi için de mi yaptınız? Düşünelim.
• Çocuğumuzun sosyal - duygusal, fiziksel gelişimi ve kişiliği nasıl bir yönlendirme gerektiriyor? O, bireysel etkinliklerden mi hoşlanıyor, yoksa bir grubun içinde mi kendini daha iyi hissediyor? Belirleyelim.
Cevaplar verildi mi? Verdiğiniz cevaplar içinize sindi mi? Bu sorulara “Evet” diyorsanız. Yaratıcılığın kendini tanımayla başladığını söyleyebiliriz. Ama bizler tüm dünyayı sorgularız, bunu doğru da yaparız ama bir kişiyi sorgulamayı unuturuz. Kendimizi. İçimizden geleni yapmalıyız ama çoğumuz “el alem ne der” diye yetiştirilmişizdir. O baskıyla saklarız içimizdeki çocukluğu, güzelliği, hayalleri, ütopyaları... Esprili olmak hafif olmakla bir tutulur. Aynen samimiyetin laubalilikle, disiplinin despotlukla karıştırılması gibi. Halbuki espri de yaratmanın ta kendisidir. Yaratıcı düşüncenin bir keşif olduğu ve yaratıcılığa gereksinim duyanların sadece ressamlar, yazarlar veya şairler olmadığı, hayatta ilerleyebilmek için, hangi alanda ve hangi yaşta olursa olsun herkesin yaratıcılığa gereksinim duyduğunu biliyoruz.
Bu nedenle Kırmızı NaR’da yaratıcılığı geliştirmek için aşağıda okuyacaklarınızı her yaş grubunda, yaş düzeyine uygun olarak ele almaktayız. Bunları sizlerle paylaşmak istedim.
Çocukların yaratıcı yazma becerilerini geliştirmek için tebrik kartları, reklâm ve ilan çalışmaları gibi etkinliklere yer verilmektedir.
Güzel sanatlarla ilgili çeşitli etkinliklerin de yaratıcı gücü geliştirdiği bilinmektedir. İp boyama, rastgele çizilen resimler, makarnanın hüneri, konulu kolaj çalışmaları gibi sanatsal çalışmalar yapılmaktadır.
Sözlü anlatımın çocuğun yaratıcılığını beslemede yazma kadar etkili olduğu bilinciyle konuşmayı teşvik eden: ardışık harflerle oyun, bana bir şey tanımla, resimden yaratılan öyküler, öyküler, şarkı, bizim grubun öyküsü, gizli dil gibi etkinlikler uygulanmaktadır.
Yaratıcılığa, yaratma açısından baktığımızda çocukların yeni buluşlar yapabileceği, yeni düşünceler ileri sürebileceği; sıra bizde oyunu, hopla zıpla atla, yerini al hazır başla, gel dans edelim, benim oyunum gibi çocuğun sürece katkı koyabileceği oyunlar oynanmaktadır.
Çocukların ritim ve uyak kullanarak şiirle dost olmalarını sağlayacak çalışmalara da yer verilmektedir. Tekerlemeler, parmak oyunları, kafiyeli kelimeler, basit şiirler, komik şiirler gibi genel başlıkları sıralayabiliriz.
Fotoğrafların yaratıcılığa katkısı oldukça önemlidir. Çocukların bu alandaki yaratıcılıklarını etkileyebilecek konuşan fotoğraflar, farklı bir yaratık, resimli sözlük, resimli aile tarihi gibi proje çalışmalarına yer verilmektedir.
Çocukların düşünme gücünü geliştiren, düşünce ve hayal gücünü zorlayacak sorularla program zenginleştirilmiştir.
Genel amacımız, çocuklarımızın yaratıcılıklarını geliştirmelerine katkıda bulunmaktır.
EBEVEYN OLARAK YAPABİLECEKLERİNİZ
• Müzik dinleyin.
• Konserlere gidin.
• Müze gezin.
• Müzelerdeki ya da yaşına uygun farklı yerlerdeki atölye çalışmalarına katılması yönünde teşvik edin.
• Resim sergilerini gezin.
• Tiyatroya gidin.
• Kitapçılara gidin, onu çocuk kitap bölümünde kitaplara bakması için teşvik edin hatta, örnek olun.
• Evde resim yapabileceği malzemeleri bulundurun. Ev içinde değişik sanat uygulamalarını ailece yapın.
• Televizyondan da olsa dans ve buz pateni gösterilerini izlemeyi hayatınıza katın.
• Kışın havanın soğuk olması nedeniyle çoğu ailenin kapalı alış veriş merkezlerini gezi yeri olarak kullandığını biliyoruz. Oradaki canlı müzik performanslarını ve galerileri gezerek onun erken yaşlarda sanatla iç içe olmasını sağlayın.
• Basit ama işlevsel müzik aletlerini tecrübe etmesine imkân tanıyın.
• Zaman sorunu yaşıyorsanız tatillerde sanatı hayatınıza katmayı hiç ihmal etmeyin.
Kolay gelsin… Yaratmanın zevkine vararak iyi günler yaşamanızı diliyorum.
Elçin TOKER
Uzman Çocuk Gelişimi ve Eğitimcisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...